Şah İsmail Türk müydü?

Şah İsmail’in ırkı meselesi her zaman tartışma konusu olmuş, bir taraf Türk, bir taraf Kürt, bir taraf ise Arap demiştir. Biz bugün bu konuya değinmek ve “ırkı nedir” meselesininin bir önem arz etmediğini anlatmak istiyoruz.

Şah İsmail’in annesi Türk Hakan Uzun Hasan’ın kızı Alemşah Begüm ve babaannesi (Şeyh Haydarın annesi ve Şeyh Cüneyt’in zevcesi olur) Uzun Hasan’ın kardeşidir bu ikisinin Türk olmadığından şüphe yoktur ancak baba tarafını incelersek Şeyh Safiyüddin Erdebili ve onun kayınpederi Zahid-i Gilaniye ulaşırız. Baba tarafından Firuzşah isimli Sincarlı bir Kürt ailesinden gelirler.

Başka bir mevzu Şah İsmail’in, Şeyh Cüneyt’in Seyyidlik iddiasıdır. Şah İsmail, şahlık dönemi’nde emrindeki hocalardan sahte bir şecere düzmelerini istemiştir. Safevi tarikatı, Şeyh Cüneyt’ten itibaren Şiileşmiş ve Şiilik mezhebini benimsemiştir. Şiilikte, dini reisin soyunun Hazreti Ali’ye, Hazreti Hüseyin’e bağlanması gerekir. 1979’daki İran devrimi ile başa gelen Humeyni de, bugünkü İran dini lideri Hamaney de soylarının Hazreti Ali ve Hazreti Hüseyin’e bağlandığını iddia ederler.

21. yüzyılda, özellikle Azerbaycan tarihçileri tarafından Şah İsmail parlatılıp, süslenir. Türklüğü, Türk şuuru mübalağa edilir. Aynı şekilde PKK doktrini ile ortaya çıkan şahıslar, tıpkı Selahattin Eyyubi’ye Kürt dedikleri gibi Şah İsmail için de bunu dillendirirler.

Oysaki bu tür söylemlerin tarihi gerçekliğe gram faydası yoktur. Şah İsmail Türk olsun, Kürt olsun, Arap olsun. Tek temel amacı vardı, Sünni İslam anlayışını kaldırmak ve yerine kendisine bağlı olan Şii İslam anlayışını, yani Kızılbaşlığı yaymaktı ve bu uğurda sahte şecereler uydurdu.

Yani bugünkü Azerbaycan milliyetçi bir tavırla Şah İsmail’i övse de, Tarih, Şah İsmail’i Türklük değil Şiilik adına yaptığı zalimliklerle yazdı. (bunu İran kaynaklarından okursanız övgülerle yazıldığı görülecektir çünkü Şia‘nın Sünniliği gayrimüslimlere denk bazen daha aşağı görmesinden ötürüdür.)

Bu bahsedilenler PKK doktrini ile konuşanlar için de geçerlidir. Marksist-Leninist çizgideki bir örgütün dini kimliği ile öne çıkan bir figürü kabul etmesi mümkün değildir. O yüzden, Kürt olduğu iddiasını ortaya koymuşlardır. Aynısı Selahattin Eyyubi için de geçerlidir. Bahsimiz Şah İsmail olduğundan dolayı bunu tek sualle kapatmak istiyoruz:

Selahattin eyyubi Kudüs’ü ne namına fethetti?

Kürtlük mü? İslam mı?

Yani özellikle Fransız ihtilali öncesi milliyetçi akımların daha uğramadığı bir dönemde ırklar üzerinden tarih tartışmak, politika yapmak pek de doğru değildir. Bu anlayışla hareket edenlerin tarih anlayışına dikkat etmek gerekir. Selametle…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Safeviyye Tarikatı hakkında

Mehmet Akif Üzerine Tartışmalar